Ceviz Hastalıkları

Ceviz Hastalıkları

Ceviz Antraknoz Hastalığı (Gnomonia leptostyla)
Hastalık, ceviz ağaçlarının yaprakçık, meyve, genç sürgün, yaprak ve yaprak saplarında belirti oluşturur.
Daha çok yaprak ve yaprakçık hastalığı olmasına rağmen, çok hasta meyvelerin yeşil kabuğundan meyve içine de geçer ve depolama sırasında diğer etmenlerin de saldırmasıyla meyveler çabucak çürür.
Hastalık, genç yaprakların yaprakçıkları yarı büyüklüğünü geçtikten sonra lekeler oluşturur.

Lekeli yerlerde renk açılmaları oluşur. Daha sonra bu kısımlar sarımsı bir hale ile çevrilir. Lekenin ortası kahverengileşir. Bu lekeler zamanla birleşerek yaprakçığın belirli bir kısmını
veya tamamını kaplar. Böyle ağaçlar yapraklarını erkenden döker.
Hasta meyvelerin lekeli kısmı kaldırıldığında sert kabukları üzerinde de koyu lekeler görülür. Böyle meyveler depolama sırasında çabucak çürür.


Mücadele Yöntemleri
Kültürel Önlemler
Yere dökülen yapraklar sonbaharda toplanıp yakılmalı veya derince gömülmelidir. Üzerinde hastalığın lekeleri ve derince yaraları bulunan önceki yıllara ait dallar da budanıp
uzaklaştırılmalıdır.
Kimyasal Mücadele
İlaçlama Zamanları
1. İlaçlama: Tomurcukların yeni patlamaya başladığı, yaprakların kedi kulağı olduğu dönemde,
2. İlaçlama: Yaprakçıkların yarı büyüklüğünü aldığı dönemde,
3. İlaçlama: Meyvelerin fındık büyüklüğünü aldığı dönemde,
4. Dört ve diğer ilaçlamalar meteorolojik koşullar ve kullanılan ilacın etki süresi dikkate alınarak yapılmalıdır.
Kimyasal Mücadelede Kullanılacak İlaçlar ve Dozları: İl/ilçe Müdürlükleri ve
reçete yazma yetkisi bulunan kişilerce belirlenmelidir.

Kök Uru (Agrobacterium tumefaciens)
Hastalık bitkiye köklerdeki yaralardan kolaylıkla girer ve ur (tümör) oluşturur. Bu yaralanmalar, böcekler, nematodlar tarafından ya da don zararı, mekanik işlemler vb nedenlerle olabilir. Etmen toprakta uzun süre canlılığını sürdürebilir ve bulaşık fidan ve toprakla yayılmaktadır.
Hastalık etmeni meyve ağaçları ile bazı orman ve park ağaçlarının kök boğazlarında ur oluşturur.


Hastalık belirtilerinin esas görüldüğü yer ağaçların kök boğazı olmasına karşın ender olarak kök ve ağacın toprak üstü bölümünde de görülür. İnce ve derinde yer alan köklerde görülmez.
Kök boğazında bulunan parankima hücrelerinin aşırı çoğalmasıyla öncelikle küçük, krem rengi urlar oluşur. Bu urların yüzeyi düzgün ve yumuşaktır.
Urlar büyüdükçe dış yüzeyleri kurur, esmerleşir ve pürüzlü bir görünüm alır.
Hastalığa şiddetli yakalanan fidanlar iyi gelişemezler. Genç ağaçlar kısa sürede kurur ve yaşlı ağaçlarda az ve kalitesiz meyve verirler.
Cevizden başka şeftali, erik, elma, armut, kiraz, vişne, ayva, dut, kestane, muşmula,
zerdali gibi meyve ağaçları ve kavak, söğüt, gül, pamuk, tütün, domates, patates, pancar, sardunya gibi bitkilerde de zarar yapmaktadır.

Mücadele Yöntemleri
Kültürel Önlemler
• Ağır ve nemli topraklara fidanlık veya meyve bahçesi kurulmamalıdır.
• Fidanlık veya meyve bahçesi kurarken toprağın bu bakteriyle bulaşık olup olmadığı kontrol edilmelidir.
• Toprak altı zararlılarıyla mücadele edilmelidir.
• Bakteri yara yerlerinden bitkiye giriş yaptığından aşı kalem uyumuna dikkat edilmeli ve aşı yerleri macunla kapatılmalıdır.
• Kanserli ağaçlar sökülerek yok edilmeli ve çukur çevresine 40 cm. derinlik ve 20 cm. genişliğinde tecrit çukuru açılmalı ve içi sönmemiş kireçle doldurulmalıdır.
Kimyasal Mücadele
Meyve ağaçlarında kök kanserine karşı yazın birer hafta ile yapılacak
olan iki uygulamayla urların yayılması bir ölçüde engellenebilecektir.
Bunun için urlar bıçakla iyice temizlendikten sonra yara yerine % 5 oranında
göztaşı eriyiği ve kuruduktan sonra da nebati katranın fırça ile
sürülmesi gerekmektedir. Bu işlem tamamlandıktan sonra kök ve kök
boğazı toprakla kapatılmalıdır.
Kimyasal Mücadelede Kullanılacak İlaçlar ve Dozları: İl/ilçe Müdürlükleri ve

reçete yazma yetkisi bulunan kişilerce belirlenmelidir.

Bakteriyel Yanıklık (Xanthomonas arboricola)
Hastalığın ilk belirtileri yapraklarda görülür. Hastalık yaprağın tümüne sarar. kahverengi-siyah lekeler oluşur. Bu lekeler küçük bir nokta boyutundan damarlarla sınırlı 2-3 mm’lik köşeli lekelere dönüşür. Sayısız lekeler ve çizgi şeklindeki oluşumlar yaprak yüzeyini tamamen kaplayarak yaprakta şekil bozukluklarına neden olur.
Genç sürgünler hastalıktan daha çok etkilenir. Bazen sürgün ucunda ölüm meydana gelir. Ancak genelde sürgün boyunca farklı büyüklükte, sürgünü sarabilen yaralar oluşur. Sürgünü saran bu yaralar yüzeysel olurlar veya öze kadar ulaşarak kanser oluştururlar. Nemli havalarda kanserlerden çıplak gözle görülmeyen, bakteriyel akıntı çıkmaktadır.
Özellikle erken ilkbahar donlarından sonra yeşil sürgün ve tomurcuklarda
yanıklık belirtisi çok karakteristiktir. 


Ceviz henüz fidan döneminde hastalığa yakalanırsa bütünüyle kuruyup ölebilir. Daha yaşlı ağaçlarda ise hastalık genç sürgünlerde kurumalara neden olur.
Hastalıklı bitkide çiçekler kararır ve kurur.
Meyve yüzeyinde küçük, başlangıçta yağ yeşili, daha sonra siyahlaşan ve hafif çökük lekeler görülür. Zamanla bu lekeler yaygınlaşarak çürüklere neden olurlar. Meyvedeki
lekeler çoğu kez kabukla sınırlı kalmaz, cevizin iç kısımlarına da yayılır. Cevizin
rengi değişerek tadı acılaşır. Meyveler küçükken hastalık görülürse önemli oranda meyve dökümü olur.

Mücadele Yöntemleri:
Hastalıklı sürgün ve dallar kesilerek imha edilmelidir. Erken dönemde dökülen hastalıklı
meyveler toplanarak imha edilmelidir.
Yaprak ve toprak analizleri sonuçlarına göre gübreleme yapılmalı, fazla azotlu gübrelemeden kaçınılmalıdır.
Hava sirkülâsyonunu sağlayacak şekilde budama yapılmalıdır.
Kimyasal Mücadele:
İlk ilaçlamalara yaprak tomurcuklarının patlama döneminde başlanır ve kullanılan ilacın etki süresi göz önünde bulundurularak hastalık koşulları ortadan kalkıncaya kadar devam edilir.